Image default
ManşetSiyaset

MHP Lideri Devlet Bahçeli’den Kurban Bayramı mesajı

MHP Lideri Devlet Bahçeli, Kurban Bayramı dolayısıyla bir mesaj yayınladı. Bahçeli mesajında, “Bayramımız mübarek, devletimiz ve milletimiz var olsun” dedi.

Devlet MHP Lideri Bahçeli’den Kurban Bayramı mesajı

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Kurban Bayramı dolayısıyla bir mesaj yayınladı. Bahçeli, mesajında insanlığın barış, huzur, refah, istikrar ve güvenlik özlemlerinin sekteye uğradığı bir dönemde yaşandığını belirtti. Bahçeli, manevi zayıflıkların, dayanışma ve yardımlaşma zaaflarının dünya genelinde ciddi düzeylerde olduğunu vurguladı.

“ULUSLARARASI DÜZEN AĞIR SARSINTI GEÇİRMEKTE”

Bahçeli, daha medeni, daha muasır, daha mutlu ve müreffeh bir geleceğin inşa çabalarının ciddi darboğazlarla karşı karşıya olduğunu ifade ederek, uluslararası düzenin ahlaken, hukuken ve vicdanen ağır sarsıntı geçirdiğini belirtti. Bu sarsıntının sosyal, siyasal ve ekonomik sonuçlarının insanlığın yaşadığı manevi krizle birleşince vahim bir dünya tablosu ortaya çıktığını söyledi.

“ÇOCUKLARIN KATLEİDLDİĞİ BİR DÜNYADA MEDENİYET VAAZI HAM HAYALDİR”

Bahçeli, mesajında çocukların katledildiği bir dünyanın medeniyet vaazı ve hürriyet vaadinin ham hayalden öte bir anlam taşımadığını belirtti. Soykırım suçunun işlendiği bir dünyada insani mirasa saygıdan bahsetmenin saflık değilse ileri düzeyde saptırma ve sapkın bir istismar olduğunu ifade etti.

Milyarlarca insanın mağduriyet yaşadığı, açlık, yoksulluk, zulüm, terör ve göç gibi pek çok sorunla boğuştuğunu belirten Bahçeli, küresel ve bölgesel merkezli haksızlığın sürdürülemez olduğunu vurguladı.

Bahçeli, Türkiye’nin Cumhuriyet’in yeni yüzyılında müessir ve müstesna bir görüntü çizdiğini belirterek, Türk ve Türkiye Yüzyılı hedeflerinin umutları yeşerttiğini ve istikbalin çehresini aydınlattığını söyledi. Ekonomik toparlanma ve serpilme döneminin ufukta görüldüğünü ifade eden Bahçeli, ülkemizde anormal bir durum olmadığını ve normalleşme safsatalarına itibar edilmemesi gerektiğini vurguladı.

“HAKKIMIZI, HUKUKUMUZU SAVUNMAK ŞEREF KONUMUZDUR”

Siyasi eleştirilerde de bulunan Bahçeli, kutuplaşmayı törpülemek yerine kurnazca tahrik edenlerin milletin gözünden kaçmayacağını ifade etti. Kutlu davalarını sorgulayanların bedelini ağır ödeyeceğini belirten Bahçeli, hakkını, hukukunu savunmanın şeref konusu olduğunu vurguladı.

Bayramın barış, sevgi, hürmet, hatırlama ve kardeşlik anlamına geldiğini belirten Bahçeli, herkesin vicdan muhasebesi yapmasını ve samimi şekilde meseleleri ele almasını temenni etti. Kurban Bayramı’nın ahlaki ve manevi zenginliğiyle uzlaşma sürecinin yollarının açılabileceğini ve karşılıklı saygı ve sevgiye dayalı güçlü bir dönemin ihyasını başarabileceğimizi ifade etti.

“TÜRKİYE VE TÜRK VATANI 85 MİLYON TÜRK VATANDAŞININ YERYÜZÜ CENNETİDİR”

Bahçeli, Türkiye’nin ve Türk-İslam medeniyetinin maruz kaldığı karanlık senaryoları etkisiz hale getirmek için milletin tarihi mukavemetine bağlı olduğunu söyledi. Türkiye ve Türk vatanının 85 milyon Türk vatandaşının yeryüzü cenneti olduğunu belirten Bahçeli, bölünmemizi planlayan odaklara en etkili cevabın birlik ve beraberlik içinde hareket etmek olduğunu vurguladı.

KUTLAMA, TEBRİK VE UYARI

Kurban Bayramı’nın kabulünü Cenab-ı Allah’tan dileyen Bahçeli, şehit ailelerinin, aziz milletimizin ve Türk-İslam âleminin Kurban Bayramı’nı kutladı. Babalar Günü’nü de tebrik eden Bahçeli, tüm vatandaşlara saygı ve sevgilerini iletti. Hac farizası için kutsal topraklarda bulunanların ibadetlerinin kabulünü niyaz etti. Bayram tatili dolayısıyla yola çıkan vatandaşlardan trafik kurallarına uymalarını hassaten rica etti.

Devlet Bahçeli, mesajını “Bayramımız mübarek, devletimiz ve milletimiz var olsun” diyerek sonlandırdı.

MHP Lideri Devlet Bahçeli, mesajında şunları kaydetti:

“İnsanlığın barış, huzur, refah, istikrar ve güvenlik özlemlerinin sekteye uğradığı bir dönemin bütün sancıları geniş çapta yaşanmakta ve yaşatılmaktadır.

Manevi zayıflıklar, dayanışma ve yardımlaşma zaafları, empati hissiyatındaki zedelenmeler maalesef dünya genelinde ciddi düzeylerde havi ve hakimdir.

Daha medeni, daha muasır, daha mutlu, daha müreffeh bir ortak geleceğin inşa çabalarında gözle görülür darboğazların varlığı ve yaygınlığı hakikaten de inkâr edilemeyecek boyutlardadır.

Müesses uluslararası düzen ahlaken, hukuken, vicdanen ağır sarsıntı geçirmekte; bu sarsıntının sosyal, siyasal ve ekonomik sonuçları insanlığın yaşadığı manevi krizle eklemlenince vahim bir dünya tablosu tezahür etmektedir.

Çivisi çıkan, zembereği kopan, meşruiyet temeli bozulan bugünkü insanlık döneminden yegâne kurtuluş reçetesi, asıl anlamına muvafık insan haklarına, faile ve fiile göre farklılaşmayacak evrensel hukuk ilkelerine bağlılık ve riayettir.

Şu çarpıcı hususu bilhassa ve kaygıyla ifade etmek istiyorum ki, çocukların katledildiği bir dünyanın medeniyet vaazı, hürriyet vaadi ham hayalden öte bir anlam taşımamaktadır.

İnsani felaketlere savrulmuş bir dünyanın merhamet iklimi kurak, muhabbet iradesi bulanık ve kuşkuludur.

Soykırım suçunun alenen işlendiği bir dünyada insani miras ve emanetlere saygı ve sadakatten bahsedilmesi eğer saflık değilse ileri düzeyde saptırmadır ve hatta sapkın bir istismardır.

Milyarlarca insanın mağduriyet kapanına sıkışarak gelir, servet ve eşit hak dağılımı adaletsizliğine gömüldüğünü dikkate aldığımızda; aynı şekilde açlık, yoksulluk, zulüm, terör, göç ve diğer pek çok sorunla boğuştuğunu hesaba kattığımızda küresel ve bölgesel merkezli haksızlığın sürdürülebilir olmadığı net olarak anlaşılıp teyit edilecektir.

Dünyanın kaotik bir çıkmaza sürüklenmesine karşın Cumhuriyet’in yeni yüzyılında Türkiye’miz müessir ve müstesna bir görüntü çizmektedir.

Türk ve Türkiye Yüzyılı hedefleri umutları yeşertmiş, tarihin çağrısıyla istikbalin çehresini aydınlatmıştır.

Toplumsal ve siyasal istikrarı tahkim ve takviye edecek ekonomik toparlanma ve serpilme dönemi de çok şükür ufukta görülmüştür.

Bu nedenle ülkemizde anormal hiçbir şey yoktur, hatta normalleşme safsatalarıyla milletimizin sinir uçlarını tahriş edecek gizli gündem teşrifatçılarına ikna olacak ve itibar edecek de olmayacaktır.

Gerçekleri çarpıtarak, fason teklifleri sıcak tutarak, fiyaskoya dönmüş anlayışlarını münafık taktiklerle kapatmaya çalışarak kendilerine siyasi nefes borusu açmaya heveslenenlerin gayeleri boş, gayretleri boşunadır.

Yumuşama mesajlarına özenle saklanan ve sarılan yalan, dedikodu ve iftira kampanyasının hangi sinsi emellere, hangi sakat hedeflere odaklandığı az veya çok bellidir.

Bir yanda yumuşaklık pozu veren, diğer yanda meşrep ve müktesebatında taşıdıkları nefret ve öfkeyi sağanak halinde yağdıran siyasi hasis ve hırçın zihniyetlerin ikiyüzlülüğü bugünlerde utanç verici düzeylerdedir.

Kutuplaşmayı törpülemek yerine kurnazca tahrik edenler, husumeti örselemek yerine bayağı şekilde taçlandırıp tasdikleyenler elbette milletimizin gözünden ve gönlünden kaçamayacak aciz ve acıklı durumdadır.

Üstelik fitne/fesat kışkırtıcılığı yaparak kutlu davamızı, fedakarlık ve iman numunesi camiamızı Türk düşmanlarının siparişiyle sorgulamaya, yargılamaya ve terörize etmeye kalkanlar Allah’ın şahitliğinde ifade ediyorum ki, bedelini adalet ve millet nezdinde çok ağır ödeyeceklerdir.

Hakkımızı, hukukumuzu savunmak şeref konumuzdur.

Ne hakkımızdan, ne hukukumuzdan, ne de şerefimizden taviz verilmeyecektir.

Puslu havada Müslüman mintanı giyen iblisin şirret tuzakları boşa çıkarılacaktır.

Dileğim ve temennim, bayram günleri münasebetiyle herkesin bir vicdan muhasebesi yapması, dürüst ve samimi şekilde gündemdeki meseleleri ele almaları, sabır ve tahammül eşiklerimizi zorlama yanlışından derhal dönmeleridir.

Bayram demek barış, sevgi, hürmet, hatırlama ve kardeşlik demektir.

Ancak kardeşliğin veya barışmanın tek yanlı olması akıl dışılıktır.

Milli vuslatı siyasi vurgunculukla kundaklamaya azmedenlere müsaade edilmeyecektir.

Bayram sürecinde, kendi iç dünyamızı, çevremizle kurduğumuz irtibat ve ilişki ağlarını yüreklice değerlendirmeye ve yeni baştan tefrik etmeye müştereken ihtiyacımız olduğu kanaatindeyim.

Anlaşılmaktan ziyade anlamaya, dayatmadan ziyade diyaloğa, kutuplaşmaktan ziyade kucaklaşmaya, ihtilaftan ziyade irade ve istikbal mutabakatına doğru kalıcı bir geçiş sağlam ve sahici adımlarla gerçekleşmelidir.

Ne var ki bahse konu bu geçiş kalıcı ve köklü olmalıdır.

Kurban Bayramı’nın ahlaki ve manevi zenginliğiyle yepyeni bir uzlaşma sürecinin yollarını açabilir, karşılıklı saygı ve sevgiye dayalı güçlü bir dönemin ihyasını da elbirliğiyle başarabiliriz.

Ne kadar birlik ve beraberlik içinde hareket edebilirsek o kadar güçlü olacağımız özellikle bilinmelidir.

Türkiye’nin ve Türk-İslam medeniyetinin maruz kaldığı karanlık senaryoları tesirsiz hale getirmek, üzerimizde oynanan oyunları bozup atmak her şeyden önce milletimizin engin ve tarihi mukavemetine bağlıdır.

Doğudan batıya, kuzeyden güneye büyük bir aile olan Türk milleti; bayram şuuruyla, adalet ve hakkaniyetin mihveri olduğunu her saha ve zeminde, bunun yanında dosta da düşmana da ispat edecek dirayete, kabiliyete ve kapasiteye fazlasıyla sahiptir.

Türkiye ve Türk vatanı 85 milyon Türk vatandaşının yeryüzü cennetidir.

Ayrılmamızı, bölünmemizi, birbirimize düşmemizi planlayan tüm odaklara verilecek en etkili cevap tek ses, tek nefes, tek yürek, tek bilek halinde duruş göstermektir.

Çünkü biz Hakkari’de kesilen kurbanın duasını Tekirdağ’da yapan, Şırnak’ta takdim edilen ikramı Ankara’da alan, İstanbul’da uzatılan eli Batman’da tutan, Yozgat’ta akan gözyaşını Mersin’de silen büyük bir milletin evlatlarıyız.

Besmeleyle kesilen her kurban, sıkılan her el, gülücükler saçan her yüz, hasret akşamlarından sonra şafakla doğan her vuslat birliğimizin harcı, dirliğimizin haysiyet kubbesidir.

Kurban ibadetimizin kabulünü Cenab-ı Allah’tan diliyorum.

Şehit ailelerimizin, aziz milletimizin, Türk-İslam âleminin mübarek Kurban Bayramı’nı içtenlikle kutluyorum.

Tüm babaların “Babalar Günü”nü tebrik ediyor, en iyi dileklerimi sunuyorum.

Yurt içinde ve yurt dışında yaşayan aziz vatandaşlarımıza bilvesile saygı ve sevgilerimi sunuyor, Hac farizası için kutsal topraklarda bulunan tüm kardeşlerimizin ibadetlerinin kabulünü niyaz ediyorum.

Dokuz günlük tatil münasebetiyle yola çıkan, tatile giden veya sıla-i rahime seyahat eden vatandaşlarımızın can güvenliklerini riske atmamaları için trafik kurallarına harfiyen uymalarını hassaten rica ediyorum.

Bayramımız mübarek, devletimiz ve milletimiz var olsun diyorum.

Aziz vatandaşlarımı saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.”

 

KAYNAK: Haber Merkezi

 

Related posts

Tüketicinin Korunmasına ilişkin kanun teklifi TBMM’ye sunuldu

admin

Cumhurbaşkanı Erdoğan talimatı verdi: 1 yıllık doğum izni, kira desteği ve dahası

admin

Türkiye dört kritik bölgede önemli bir aktör!

admin